20 Mayıs 2013 Pazartesi

XIX. YÜZYIL TÜRK EDEBİYATI


GENEL ÖZELLİKLERİ
1- 19. yüzyılda Divan edebiyatı olarak da adlandırdığımız Klasik Türk edebiyatı etkin­liğini yitirmiş, şairler kendilerinden öncekileri taklitten öte gidememiş1erdir. Ancak Enderunlu Vasıf, Yenişehirli Avni, Keçecizade İzzet Molla gibi sanatçılarımız edebiyatımıza bazı yenilikler ge­tirerek Divan edebiyatının bir süre daha devam etmesini sağlamışlardır.
2- Bu yüzyılda Divan şairleri, halkın kullandığı deyimleri, sözcükleri kullanarak halk şiiri özelliklerini. Divan şiirine getirmişlerdir.
3- Buna karşılık 19.yüzyılda, Halk şairleri Divan şiirinin etkisinde daha çok kalmış; bu et­kiyle aruz ölçüsünü kullanmış, Arapça ve Farsça sözcük ve tamlamalara daha fazla yer vermişlerdir.
4- 19.yüzyılın ikinci yarısında Divan ve Halk edebiyatları etkisini yitirmiş, yerlerini Batı edebiyatı etkisinde gelişen Tanzimat edebiyatına bırakmıştır.
5- Tanzimat edebiyatı ile birlikte toplumcu bir sanat anlayışı benimsenmiş; hak, adalet, özgürlük gibi kavramlar edebiyatımıza yerleşmiştir.
6- Yine Tanzimat edebiyatı ile Batı edebiyatını etkileyen Klasizm, Romantizm, Realizm gibi edebi akımlar bizim edebiyatımızı da etkilemiş; roman, hikâye, tiyatro, makale gibi yeni türler ilk kez edebiyatımızda yer almıştır.


B)MANZUM ESERLER
1.YENİŞEHİRLİ AVNİ

Türk şiirinin Batı'ya açıldığı bir dönemde divan şiiri tarzını devam ettirmiş bir şairdir. Tanzimat şairlerinden Namık Kemâl, ve Ziya Paşa'nın hayranlığını kazanan bir şiir ustasıdır.

GAZEL

Halkın iki çeşmi reşehât-ı nem içindir
Mihnetkede-i kevn ü mekân matem içindir

Çıkmış kimi eflâke kimi yerlere geçmiş
Arzîn ü semâvât benî Âdem içindir

Biz cûy-î hurûşân-ı beyâbân-ı firakız
Taşlarla döğündüklerimiz bir yem içindir

Her dem ki biz Allah deyip secde-güzârız
Dîdârına mahrem olacak bir dem içindir

Avnî bana lâzım mı tesellâ-yı zamâne
Zîrâ ki dil ü cân u vücûdum gam içindir

 Günümüz Türkçesiyle
1. İnsanların iki gözü, göz yaşı akıtmak için; bir eziyet yeri olan bu dünya ise, yas tutmak için (yaratılmış )dir.

2. Yerler ve gökler insanoğlu içindir. (Onun için) Kimi göklere çıkmış, kimisi de yerin dibine geçmiştir.

3. Biz ayrılık çölünün coşan ırmağıyız. Taşlara çarpa çarpa akmamız, bir denize ulaşmak içindir.

4. Her zaman "Allah" diyerek secde edişimiz, senin yüzüne bir an olsun mahrem olmak (bir an görebilmek) içindir.

5. Avnî, bana zamanın avutması lâzım mı (lâzım değildir)? Çünkü gönül, can ve vücudum gam için (yaratılmış)dir.


2.ENDERUNLU VASIF

İstanbullu olan Vâsıf, enderunda yetiştiği için Enderunlu ya da Enderunî lakabıyla tanınmıştır. III. Selim döneminin son yıllarından başlayarak saray çevresinde önemli görevlerde bulunmuş, en son haceganlık rütbesiyle saraydan ayrılmıştır. Şair İstanbul'da 1824 yılında ölmüştür.

ŞARKI

Çözülme zülfüne ey dil-rübâ dil bağlayanlardan
Kaçınma âteş-i aşkınla bağrın dağlayanlardan
Düşer mi ictinâb etmek seninçün ağlayanlardan
Sirişk-i çeşmimin bak farkı var mı çağlayanlardan

Gelüb vakt-i bahar âlem safâ-yı gül-şen etdikde
Nevâ-yı bülbülü gûş-i gül-i ra'nâ işitdikde
Uyub ahbâba sen de seyr-i Sa'd-âbâd'a gitdikde
Sirişk-i çeşmimin bak farkı var mı çağlayanlardan

Senin bir reng-i zîbân var ki gül-berg-i izârımda
Bulunmaz gül-sitân-ı âlemin bâğ-ı baharında
Otur ihrama ârâm et bir az havzın kenarında
Sirişk-i çeşmimin bak farkı var mı çağlayanlardan

Hevâ-yı perçeminle başka bir hâlet olur serde
Yeni başdan misâl-i Vâsıf uğratdın beni derde
Gamınla gerçi çokdan ağlarım amma bugünlerde
Sirişk-i çeşmimin bak farkı var mı çağlayanlardan


3.KEÇECİZADE İZZET MOLLA
Keçecizade İzzet Molla 1785'te İstanbul'da dünyaya geldi. Türk kültür hayatının henüz kesin çizgilerle Batı'ya yönelmediği bir dönemde, Türk edebiyatının dahili tekamülü sayılabilecek yeni hamleler yaptı. Bunların en önemlileri olarak; dilde sadeleşme cereyanının idiasız, isimsiz öncülerinden biri olması ve mesnevi geleneğindeki "tecrid" esaslı anlatımdan mimesise esasına bağlı bir anlatım tekniğine yönelmesi sayılabilir.
Hassas, fevri mizacı, nüktedan bir kişiliği olan İzzet Molla, en zor anlarında bile hayatın komiğini yakalamasını bilir.
İzzet Molla'nın şair kişiliği yanında, uzak görüşlü, sağduyulu ve zamanındaki dünya dengelerini çok iyi bilen bir devlet adamlığı yönü de vardır. 1876 Türk-Rus savaşından önce kaleme aldığı ve onun Sivas'a sürgün edilmesine sebep olan -savaş karşıtı olduğunu içeren- Layiha'sı, onun ne kadar öngörüşlü bir devlet adamı olduğunu göstermektedir.
1829'da Sivas'ta sürgünde iken ölen İzzet Molla'nın yenilik unsurları taşıması bakımından özellikle Mihnet-Keşan adlı eseri dikkate değerdir.
4.DADALOĞLU
Dadaloğlu(gerçek adı: Veli) Osmanlı Devleti'nin Anadolu Türkmenlerini iskân politikasına tepki olarak tanınmış bir Halk ozanıdır18. yüzyılın son çeyreğinde Kayseri'nin Tomarza ilçesinde doğup 19. yüzyılın ortalarında öldüğü bilinmektedir. Doğum ve ölüm tarihleri hakkında kesin bilgi yoktur. Oğuzların Avşar boyundandır.
KOŞMA
Kalktı göç eyledi Avşar elleri, 
Ağır ağır giden eller bizimdir. 
Arap atlar yakın eder ırağı, 
Yüce dağdan aşan yollar bizimdir. 

Belimizde kılıcımız Kirmani, 
Taşı deler mızrağımın temreni. 
Hakkımızda devlet etmiş fermanı, 
Ferman padişahın,dağlar bizimdir. 

Dadaloğlu'm birgün kavga kurulur, 
Öter tüfek davlumbazlar vurulur. 
Nice koçyiğitler yere serilir, 
Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir
5.SEYRANİ
Develi'li (Everek'li) Seyrani'nin doğum tarihi kesin değildir. 1800 veya 1807 yılında doğduğuna dair kayıtlar vardır. Bugün Kayseri ilinin ilçesi olan, o yıllarda Everek adıyla bilinen Develi'de doğmuştur. Asıl adı Mehmet'tir
KOŞMA
Eski libas gibi aşıkın gönlü
Söküldükten sonra dikilmez imiş
Güzel sever isen gerdanı benli
Her güzelin kahrı çekilmez imiş

Bülbül daldan dala yapıyor sekiş
O sebepten gülle ediyor çekiş
Askın iğnesiyle dikilen dikiş
Kıyamete kadar sökülmez imiş

Sevdiğim değildin böylece ezel
Askınım bağına düşürdün gazel
İbrişimden nazik saydığım güzel
Meğer pulat gibi bükülmez imiş

Seyrani' nin gözü gamla yaş imiş
Benim derdim her dertlere bas imiş
Ben bağrımı toprak sandım
Taş imiş meğer taşa tohum ekilmez imiş
6.BAYBURTLU ZİHNİ
Bayburtlu Zihni (d. 1795 - ö. 1859), hem Divan hem de halk şiiri türündeki yapıtlarıyla tanınmış bir şairdir. Asıl adı Mehmed Emin’dir. Zihni onun takma adıdır ve Bayburt’ta doğduğu için Bayburtlu Zihni olarak anılır.
KOŞMA
Vardım ki yurdundan ayağ göçürmüş
Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı
Camlar şikest olmuş meyler dökülmüş
Sakîler meclisten çekmiş ayağı

Zihni dert elinden her zaman ağlar
Vardım ki bağ ağlar bağban ağlar
Sümbüller perişân güller kan ağlar
Şeydâ bülbül terk edeli bu bağı

7.ERZURUMLU EMRAH
Erzurumlu Emrah' (d. 1775 Erzurum ö. 1854NiksarTürk halk şair'i Sivas ve Kastamonu'da uzun süre kaldığı, Dertli'yi koruyan Alişan Bey'e sığındığı, bir ara Sinop ve İstanbul'a gittiği söylenir. Medrese öğrenimi gördüğü için klasik şiire yönelmiş, FuzûlîBakiNedim gibi usta bildiklerini örnek almış, Nakşibendiliğin Halidi koluna bağlı olduğu için tasavvuf öğelerini şiirine doldurmuş, koşmalarında Karacaoğlan'ı, kimi zaman da Aşık Ömer ve Gevheri'yi izlemiştir. Aşık geleneğine bağlı kaldığı koşmalarında ustaca bir söyleyişe ulaştığı, yerli zevki dile getirdiği görülür.

KOŞMA

Güzel sallanarak nerden gelirsin
İşin nedir maslahatın sevdiğim
Kaldır nikabını görem yüzünü
Balaban bakışlı gözün sevdiğim

Ay doğa da altın başın parlaya
Gün değe de top zülüfler terleye
Seni bastırmayım kuru yerlere
Gül döşeyim yollarına sevdiğim

Tan yıldızı gibi parladın çıktın
Gören aşıkların bağrını yaktın
Güzel turna mısın gölden mi kalktın
Al valasın yeşil başın sevdiğim

Benim yarim porsuk bağlar başını
İnci imiş sedef sandım dişini
El yanında baksam yıkar kaşını
Tenhalarda gülüşünü sevdiğim

Kıymetli ırak uzak dediler
Zülüfü gerdana tuzak dediler
Hay vah Emrah'a yazık dediler
Ağlama hey gözün yaşın sevdiğim

C)MENSUR ESERLER 
MÜTERCİM ASIM
Mütercim Ahmed Âsım(d. 1755 - ö. 1820), 1755 yılında Gaziantep'te doğmuştur. 18.yüzyılın son dönemi ile 19.yüzyılın başlarında önemli bir ilim ve kültür merkezi olan Gaziantep'in kültür yaşamı içinde yetişmiştir. Babası, şehrin ileri gelenlerinden Osman Husûlî Efendi'nin oğlu, Ayıntâb mahkemesinin baş kâtibi Cenânî Efendi'dir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder